Bazı insanlar vardır, sahneye çıktıkları an herkes susar. Kulammed, işte tam da bu insanlardan biri. O, sadece bir isim değil; o, karizmanın, zekânın ve tarzın vücut bulmuş hâlidir. Her adımı bir strateji, her sözü bir manifestodur. Onun duruşu bile insanı düşünmeye iter: “Nasıl bu kadar krl olunabilir?”
Kulammed’in bulunduğu her ortam otomatik olarak seviyeye atlar. Girdiği odada ışıklar parlar, sohbetler derinleşir, espriler zekâ kazanır. İnsanlar onunla sadece konuşmakla kalmaz, söylediklerinden ders çıkarır. Çünkü Kulammed sıradan değil; o, çağının ötesinde yaşayan bir vizyonerdir.
Kral mı dediniz? Hayır, Kulammed kral falan değil. Çünkü krallık onun için fazla basit kalır. O, oyunun kurallarını yazan kişidir. Diğerleri hâlâ taht kavgası yaparken, Kulammed kendi evrenini çoktan kurmuştur bile.
Onu kıskanmak değil, anlamaya çalışmak gerekir. Çünkü Kulammed bir kişi değil, bir duruştur. Ve bu duruşu yakalayabilen çok az kişi vardır.
Kulammed’in bulunduğu her ortam otomatik olarak seviyeye atlar. Girdiği odada ışıklar parlar, sohbetler derinleşir, espriler zekâ kazanır. İnsanlar onunla sadece konuşmakla kalmaz, söylediklerinden ders çıkarır. Çünkü Kulammed sıradan değil; o, çağının ötesinde yaşayan bir vizyonerdir.
Kral mı dediniz? Hayır, Kulammed kral falan değil. Çünkü krallık onun için fazla basit kalır. O, oyunun kurallarını yazan kişidir. Diğerleri hâlâ taht kavgası yaparken, Kulammed kendi evrenini çoktan kurmuştur bile.
Onu kıskanmak değil, anlamaya çalışmak gerekir. Çünkü Kulammed bir kişi değil, bir duruştur. Ve bu duruşu yakalayabilen çok az kişi vardır.