Ne var ne yok?
Benal Forum

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilecek, mevcut konulara yanıtlar gönderebilecek, diğer üyelere itibar kazandırabilecek, kendi özel mesajlaşma programınızı alabilecek ve çok daha fazlasını yapabileceksiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, öyleyse ne bekliyorsunuz?


Hesabınız yönetici tarafından onaylanmalı, lütfen yöneticiye ulaşınız.
İNSTAGRAM DESTEK HATTI: @BENAL.COM.TR
WHATSAPP DESTEK HATTI: +1 (306) 910-7377

Çekilişin Bitmesine Kalan Süre

10 kişiye 100 TL, toplamda 1000 TL'lik çekilişimizin bitmesine kalan süre.
Çekiliş sona ermiştir, kazananlar açıklanacaktır.

Günün Anlam ve Önemi Adına

Emocan2214

Üst Rütbe
Yönetici
Kurucu
Moderatör
VIP
Üye

Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Toplanması

Takvim Yaprakları 12 Ocak 1920'yi gösterirken Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplandı. Meclisin verdiği en önemli karar, taslakları Mustafa Kemal tarafından milletvekillerine Ankara’da verilen ve sonraları Misak-i Milli olarak adlandırılacak olan Ahd-ı Milliye (Ulusal And) Beyannamesi'nin 28 Ocak 1920’de kabulü oldu.

Misak-ı Milli Kararları

Madde 1: Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş bölgeler kesin Türk yurdudur, parçalanamaz.

Madde 2: Halkı, özgürlüğe kavuşunca, oylarıyla Anavatana katılmış olan üç İl [Elviye-i Selase yani Kars, Ardahan ve Batum Livaları] için gerekirse yeniden halkın serbest oyuna başvurulmasını kabul ederiz.

Madde 3: Türkiye ile yapılacak barışa değin ertelenen Batı Trakya’nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı oya göre olmalıdır.

Madde 4: İslam Halifeliğinin, Yüce Saltanatın merkezi ve Osmanlı Hükümetinin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizinin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu ilke saklı kalmak koşulu ile; Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda, bizimle birlikte, öteki tüm Devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir.

Madde 5: Müttefik Devletler ile düşmanları ve onların kimi ortakları arasında yapılan antlaşmalardaki ilkeler çerçevesinde, azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkların da özdeş haklardan yararlanması umudu ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır.

Madde 6: Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve, daha çağdaş biçimde, düzenli bir yönetimle işlerin yürütülmesini başarmak için; her devlet gibi, bizim de gelişmemiz koşullarının sağlanmasında, bütünüyle bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşmamız ana ilkesi varlık ve geleceğimizin temelidir. Bu nedenle siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi önleyici sınırlamalara [Kapitülasyonlar] karşıyız. Saptanacak borçlarımızın ödenmesi koşulları da bu ilkelere aykırı olmayacaktır.


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)​

Meclisin çalışmalarından ve Anadolu’da artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u cebren ve resmen işgal ettiler, başta Rauf Bey olmak üzere önde gelen Millî Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar ayrıca telgrafhaneleri işgal altına alıp iletişim imkanları kısıtladılar. Yunan birlikleri de Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı. İstanbul’un işgalinden sonra Meclis-i Mebusan kendini feshetti.

İstanbul’un işgali edilmesi ve Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasıyla Osmanlı yönetimi çökmüş;bu çöküntü beraberinde yeni bir meclisin, bir kurucu meclisin gerekliliğini doğurmuştu ayrıca Padişah İtilaf Devletlerin esiri haline gelmişti. Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıydı; ulusu temsil eden, ulus adına karar veren yetkili organa ihtiyaç vardı. 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin katılımı ile Mustafa Kemal'in önderliğinde TBMM açıldı.Bu tarihten itibaren İstanbul hükûmetinin etkisi İstanbul kenti ve çevresiyle sınırlı kalırken, Ankara'da oluşturulan Meclis ve hükûmet, fiilen Türkiye'nin yönetimini ele aldı. Mustafa Kemal 24 Nisan 1920'de Meclis Başkanı seçildi. 2 Mayıs 1920’de ilk TBMM Hükümeti kuruldu. 20 Ocak 1921’de yeni Türk Devleti’nin ilk Anayasa’sı (Teşkilat-ı Esasiye) oluşturuldu.

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

1922 yılında Ankara'da yapılan ilk kutlamalarda çocuklar, törenin ön saflarında yer almaya başladı. 1923 yılına gelindiğinde Kurtuluş Savaşı'yla düşman istilasından tamamen kurtulan Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan'ı coşkulu bayram etkinlikleriyle kutlamaya girişti. Meclisin bahçesinde başlayan kutlamalara neredeyse tüm Ankara halkı katıldı ve kalabalık bahçeden caddeye taştı. Törene çocuklar ve öğrenciler de katılınca resmî geçit töreni büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Bu tarihten itibaren her 23 Nisan, çocuk ve öğrencilerin gösterileriyle kutlanmaya başlandı.

1927 yılında Atatürk’ün himayesindeki Himaye-i Etfal Cemiyeti, 23 Nisan’ın çocuk bayramı olması için öneride bulundu. Öneri kabul edilince bu Millî Bayram, Çocuk Bayramı olarak anılmaya başladı. 1935 yılında Millî Hâkimiyet Bayramı ile birleştirildi ve adı Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı olarak değiştirildi.

1980 yılına gelindiğinde ise Millî Güvenlik Konseyi, uygulama ile mevzuattaki farklılığı ortadan kaldırmak amacıyla bayramın adını 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak değiştirdi ve günümüzdeki adını aldı.


0
0
0
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Yeni mesajlar

Üst